Anasayfa Basın Açıklamaları Van F Tipi Hapishanesi’nde mahpusların maruz bırakıldığı kötü muameleye ilişkin basın açıklaması

Van F Tipi Hapishanesi’nde mahpusların maruz bırakıldığı kötü muameleye ilişkin basın açıklaması

23 Dakika Önce

VAN F TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

 HAK İHLALİ RAPORU

25/10/2021

     A- GİRİŞ

Van Barosu Cezaevi Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Van Şubesi, İnsan Hakları Derneği Van Şubesi ve Van Tuhay-Der tarafından Van F Tipi Ceza İnfaz Kurumunda mahpuslara yönelik kötü muamele ve işkence uygulandığına dair, hak ihlaline uğrayan mahpusların vekilleri veya aileleri tarafından yapılan başvurulara istinaden mahpusların durumları hakkında mahpuslarla ve hapishane idaresi ile görüşme gerçekleştirilmiş, gerçekleştirilen bu görüşmeler neticesinde tespit edilen hususlar raporlaştırılmıştır.

B-RAPORUN AMACI

Başvuru konusu edilen kötü muamele ile diğer insan hakkı ihlallerinin önlenmesi, temel hak ve hürriyetlere ilişkin ihlallerin tespiti ve ihlallere ilişkin etkili soruşturma yürütülmesi, yetki ve sorumluluğu olan mercilerin ve kurumların bu ihlallerin sonlandırılmasına yönelik harekete geçmelerini sağlamak ve kamuoyu dikkatini bu ihlallere çekmektir.

C-GÖRÜŞME KOŞULLARI:

Van Barosu Cezaevi Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Van Şubesi, İnsan Hakları Derneği Van Şubesi tarafından 18/10/2021 tarihinde Van F Tipi Kapalı Hapishanesi’ne ziyaret gerçekleştirilmiştir.

Mahpuslardan M.U. , N.T. , D.S. , R.D. ile Covid-19 salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında avukat-müvekkil alanının şeffaf bir branda ile ayrılacak şekilde düzenlendiği bir odada görüşülmüştür.

D-TUTUKLU MAHPUSLARIN HAK İHLALİNE İLİŞKİN BEYANLARI:

Mahpuslardan M.U. , N.T. , D.S. , R.D. ile yapılan görüşmede yaşanan sürece ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. Mahpuslar; “14 Ekim tarihinde hapishane idaresince siyasi mahpusların bulunduğu 4 odanın yeni tutuklanan mahpusların koyulacağı gerekçesiyle boşaltılmak istendiğini, 2 odayı boşaltmayı kabul ettiklerini, ancak son odayı boşaltmak için bir gerekçe olmaması ve hapishanede bu oda yerine kullanılabilecek boş oda olması sebebiyle oda değişimini kabul etmediklerini, Tutuklulardan H.A. ve oda arkadaşlarının hakaret ve darpa maruz kaldığını, tepki olarak tüm siyasi mahpusların kapı vurma eylemi yaptıklarını, 30 mahpusun süngerli oda denilen yere götürüldüğünü ve yarım saat burada kalabalık bir şekilde ve karantinadaki mahpuslar ile karma bir şekilde bekletildiklerini, görüşmeler neticesinde eylemin sonlandırıldığını ve 30 mahpusun odalarına geri getirildiğini”  aktarmışlardır. 

Yine 22/10/2021 tarihinde görüşülen mahpus O.E. de; ‘20/10/2021 tarihinde de odalara baskın yapılarak 15 mahpusun darp ve hakarete maruz bırakılarak süngerli odaya götürüldüğünü’ Aktarmıştır. 

E-CEZAEVİ İDARESİ İLE YAPILAN GÖRÜŞME:

Heyetimiz, 18/10/2021 tarihinde tutuklu mahpuslarla görüşmeyi tamamlandıktan sonra, hapishane idaresi ile görüşmek için, hapishane girişindeki X-Ray cihazının bulunduğu bölgede görevli olan personele talepte bulunmuş, ardından Ceza İnfaz Kurumu Müdürünün X-Ray cihazının olduğu kısma geleceği heyetimize aktarılmıştır. 15-20 dk bekledikten sonra nöbetçi müdür olduğunu belirterek yanımıza gelen idari personele heyetimiz tanıtıldıktan sonra görüşme talebimiz aktarılmıştır. Nöbetçi Müdürün beyin görüşme talebimizi kabul etmesi üzerine görüşme başlamıştır.

Heyetimizce kurumlarımıza yapılan başvurular, mahpuslar ile görüşüldüğünde tarafımıza aktarılan hususlar aktarılmış ve konu ile alakalı bilgilerinin olup olmadığı sorulmuştur. Nöbetçi müdür tarafından tarafımıza; “yönetmelikten kaynaklı olarak, aynı koridorda aynı örgüt kapsamında tutuklu bulunan 3 oda bulunamayacağı gerekçesiyle oda değişimi yapmak istediklerini, mahpusların 2 oda değişimini kabul edip, son odayı değiştirmeyi kabul etmediklerini, bunun üzerine yapılan eyleme orantılı bir şekilde güç kullanarak müdahale edildiğini, 30 mahpusun süngerli odaya alındığını ve yarım saat sonra geri odalarına götürüldüğünü” aktarılmıştır.

Heyetimizce nöbetçi müdüre, oda değişimin gerekçesi yasal mevzuat olsa dahi bu tür toplu oda değişimlerinde bilgilendirme yapılması gerektiği, idarenin takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, diyalog zemininden uzaklaşma yaklaşımının hak ihlallerini beraberinde getireceği, pandemi gerekçesiyle hak ihlallerinde artış olduğu, hapishane idaresi tarafından pandemi gerekçesi ile sohbet spor gibi temel haklar dahi kullandırılmaz iken süngerli odaya mahpusların karma bir biçimde ve kalabalık götürülmesinin pandemi kurallarına aykırılık oluşturduğu, bu tür hak ihlallerinin yaşanmaması ve yaşandığı takdirde etkin soruşturulması gerektiği hususları kapsamlı bir şekilde aktarılmış, görüş ve önerilerimiz sunulmuştur.

İnfaz koruma memurları tarafından 3 mahpusun hakaret ve darpa maruz kaldığı iddiasının sorulması üzerine nöbetçi müdür tarafından birçok mahpusun darp ve cebir raporu için sağlık birimine çıkmadığı, çıkanlara ise herhangi bir rapor verilmediği aktarılmıştır.

F-CEZAEVİ SAVCISI İLE GÖRÜŞME

Konu ile alakalı cezaevi savcısı ile görüşme yapılmak istenmişse de tarafımıza randevu verilmemiştir.

G-YAŞANAN HAK İHLALLERİNE DAİR YASAL DEĞERLENDİRMELER

İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YASAĞI

İnsan hakları Avrupa Sözleşmesinin 3.maddesinde ‘‘Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı yahut onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz’’ denilerek işkence ve sair kötü muameleyi kısa ve öz biçimde yasaklamış, işkence ve sair kötü muamele yasağının kapsamını 1984 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ndeki tanımın ışığında İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi içtihatlarıyla belirlemiştir. İHAS’nin 3. maddesi yukarıda da belirttiğimiz üzere, işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele ve ceza kavramlarına yer vermiştir. İşkence yasağı, insanlık dışı ve küçük düşürücü muameleleri de kapsayan üst kavramdır. İHAM, İHAS 3.madde kapsamındaki işkence, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele şeklindeki hareketlerin aralarındaki düzey, yoğunluk, ağırlık ve etkilerine dair farkları gözeterek bu muameleleri birbirinden ayırmaktadır.

İHAM’ a göre bir eylemin ağırlık düzeyi itibarıyla 3. maddenin kapsamına girebilmesi için muamelenin; süresi, fiziksel ve ruhsal etkileri ve bazı durumlarda, mağdurun cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi olayın içinde yer alan tüm koşullar değerlendirilir. Eylemin amacının mağduru aşağılamak ya da küçük düşürmek olup olmadığı sorusu göz önüne alınması gereken bir unsur olsa dahi böyle bir amacın yokluğu 3. madde ihlalinin kesin olarak bulunmayacağı anlamına gelmemektedir. Bir bireyi utandıran ya da küçük düşüren, onun insanlık onuruna saygı göstermeyen ya da saygıyı azaltan ya da bireyin ruhsal ve fiziksel direncini kıracak şekilde korku, ıstırap ya da aşağılık duygusu uyandıran muamele 3. madde anlamında kötü muamele olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda İHAM; Sözleşmenin 3. Maddesi kapsamında işkence dışındaki diğer kötü muamele uygulamalarında “insanlık dışı, onur kırıcı ve aşağılayıcı” terimlerini kullanmaktadır. Kararlarda kötü muamelenin 3.Madde ihlaline yol açması için “fiziksel yaralamaya ya da yoğun bir fiziksel veya ruhsal acı veya ıstıraba sebebiyet vermiş olması” ya da “küçük düşürme veya ıstırabın, meşru bir muamele veya cezada zorunlu olarak bulunan küçük düşürme veya ıstırap düzeyinin ötesine geçmesi gerektiği” açıklanmaktadır.

5275 Sayılı Kanunun “Hapis cezasının infazında gözetilecek ilkeler” başlıklı 6. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendinde “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” Denilmek suretiyle mahpusların hapishanede tutulma koşullarının insan onuru ile bağdaşacak koşullar altında olması gerektiği düzenlenmiştir.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları hakkında (2006) 2 nolu Tavsiye Kararında özgürlüğünden yoksun bırakılmış olan herkesin cezalandırılmalarına veya tutuklanmalarına hükmedilen kararla yasal olarak ellerinden alınmayan tüm haklara sahip olmaya devam ettiği, bu nedenle özgürlüğünden yoksun bırakılmış herkese insan haklarına saygı çerçevesinde davranılması gerektiği belirtilmiştir.

İHAM içtihatlarında da devletin bir kişinin insan onuruna saygı ile bağdaşır koşullarda alıkonulmasını güvence altına almak zorunda olduğu ve kişiye uygulanan tedbirin infazında izlenecek tutum ve yöntemin, kişiyi tutuklamanın doğasında kaçınılmaz olarak var olan ıstırap düzeyini aşan bir yoğunlukta sıkıntı ve zorluğa maruz bırakmaması gerektiği vurgulanmaktadır.

Şunu da hatırlatmak gerekir ki işkence suçu doğrudan soruşturulacak ve kovuşturulacak suçlardan olduğundan işkence suçunu işleyen memur ve diğer kamu görevlilerinin soruşturulması için izin alınmasına gerek olmayacaktır. Ayrıca belirmek gerekir ki TCK m.94/6 uyarınca işkence suçu zamanaşımına uğramamaktadır.

Van F Tipi Hapishanesi’nde kalabalık gruplar halinde mahpusların odalarına girilerek mahpusların rızası dışında oda değişikliklerinin yapılmak istenmesi, kabul etmeyen mahpusların darp edilmesi ve hakarete uğraması, 45 mahpusun pandemi kuralları, sosyal mesafe ve diğer tedbirler hiçe sayılarak kalabalık gruplar halinde süngerli odaya götürülmesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi ve Anayasa’nın 17. Maddesi, AHİM içtihatları, 5275 Sayılı Kanun ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları hakkında (2006) 2 nolu Tavsiye Kararı bağlamında insan onuru ile bağdaşmayacak tutum ve davranışların sergilendiği görülmektedir.

H-SONUÇ:

Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence ve kötü muamele yasağı ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ile personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.

Hem ulusal hem de uluslararası hukukta işkence ve kötü muamele açıkça ve mutlak surette yasaklanmıştır. Bir başka deyişle hiçbir hal ve durumda, hiç kimseye işkence yapılamaz. Devletler, taraf oldukları sözleşmelerde yer verilen işkence yasağını da göz önünde bulundurarak, bu tür uygulamalara tamamen son vermeli ve hapishanelerde işkencenin önlenmesi için gerekli tedbirleri almalıdır. Bu husus, devletlerin işkence ve diğer insan hakları ihlallerinin önlenmesine dair aktif yükümlülüklerinin bir gereğidir.

Ortaya bir hak ihlali çıktığında, bu hususun etkin soruşturulması ve sorumluların yaptırımla karşı karşıya bırakılacağı yargılama süreçlerinin gerçekleştirilmesi de söz konusu aktif yükümlülüğün bir parçasıdır. İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını iddia eden kişi/lerin, yaşanan hak ihlalinin soruşturulmasını isteme, bir başka anlatımla sorumlularla ilgili şikâyette bulunma hakkı vardır. Bu hakkın en etkin ve sonuç alıcı şekilde kullanımının sağlanması gerekmektedir.

İnceleme neticesine göre kasti ve ihmali bulunanlar hakkında da adli ve idari soruşturma başlatılmalı ve haklarında başlatılan soruşturmalar etkin bir şekilde yürütülmelidir.

                                                     VAN BAROSU CEZAEVİ KOMİSYONU

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ VAN ŞUBESİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ VAN ŞUBESİ

VAN TUHAY-DER

DESTEKLEYENLER        :

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI

VAN-HAKKARİ TABİPLER ODASI

KESK VAN ŞUBE

Diğer Yazılar
 İHD VAN
 Basın Açıklamaları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir