
BASINA VE KAMUOYUNA
Van Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde hakkında verilen hüküm kesinleştiği ve yeni tutuklandığı için 20 gündür tek başına karantina hücresinde tutulan 70 yaşındaki Ramazan Turan isimli mahpus 21/01/2022 tarihinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiştir. Ramazan Turan 3-4 gün devam eden göğüs ağrısı nedeniyle 20 Ocak gecesi fenalaşmış, Dursun Odabaşı Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmiştir. Akabinde yoğun bakıma alınmış ve daha sonra ailesine kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdiği bildirilmiştir. Van Adli Tıp Kurumunda avukatsız olarak yapılan otopsi sonucunda kan ve kemik sıvısı gibi numuneler alınarak toksikolojik inceleme için Trabzon Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir. Hapishanelerde gerçekleşen ölümlerin doğal ölüm olmadığı gerçeği, şikayetleri artana kadar hastaneye sevkinin sağlanmadığı ve ilerlemiş yaşına rağmen tek başına bırakılmış olması da göz önünde bulundurulduğunda Ramazan Turan isimli mahpusun ölümünün tarafımızca şüpheli olduğu değerlendirilmektedir.
Ramazan Turan’ın ölümü ile sonuçlanan bu işkence, cenaze teslimi ve nakli sırasında da devam etmiş, kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi adeta düşman ceza hukukunu uygulamış ve ölen mahpusun ailesine tabut ve cenaze nakil aracı verilmemiş, cenazeye gelecek olan imam Diyanet’ten izin alamadığı gerekçesiyle cenazeye katılmamıştır.
Türkiye geneli hapishanelerde Yaşam Hakkı, İşkence ve Kötü Muamele Yasağı, Sağlığa Erişim Hakkı gibi en temel haklar ihlal edilmektedir. Ölüm sınırına gelene kadar tahliye edilmeyen 70 yaşındaki ağır hasta tutsak Mehmet Ali Çelebi 4 Eylül’de, İskenderun T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan, midesinin ve bağırsaklarının yarısı olmayan tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren hasta mahpus Rojavalı Bangin Muhammed 12 Kasım’da, 29 yıldır hapishanede olup tahliyesine 14 ay kalan kanser hastası hasta mahpus Abdülrezzak Şuyur, 1993 yılından bu yana cezaevinde tutulan, tahliyesine 1 yıl kalan kemik kanseri olup yıllardır çok ağır ağrı kesicilerle yaşayabilen ve altı aydır karantina olan hasta mahpus Halil Güneş 15 Aralık’ta, Tutuklu bulunduğu Kandıra 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde işkence ve cinsel saldırıya maruz kalan Garibe Gezer 9 Aralık’ta ve son olarak da Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesinde tutuklu bulunan Ramazan Turan şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiştir. Son verilere göre Türkiye hapishanelerinde 604’ü ağır olmak üzere toplam 1605 hasta mahpus bulunmaktadır.
Her gün hak ihlallerinden dolayı mahpusların yaşamlarını yitirdiği haberleri demokratik kamuoyunda geniş yankılar uyandırmakta, ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerinden uzak uygulamalar tüm toplumun vicdanını yaralamaktadır. Hasta Mahpusların durumuna dikkat çekmek için ailelerinin başlattıkları Adalet Nöbeti Amed’de 70. Gününe, Van’da 45. Gününe girmiştir. Ancak yetkililer tarafından toplum vicdanına uygun bir çözüm için adım atılmamıştır.
Dünya Sağlık Örgütü Anayasası sağlık tanımı çerçevesinde Sağlık hakkı bireylerin fiziksel, ruhsal, sosyal iyilik halinin sağlanması için sahip oldukları hakları içerir. Sağlık hakkı yaşam hakkının tamamlayıcısıdır ve sağlıklı olmak yaşam hakkının temel koşuludur. Hapishanede bulunan tutuklu ve hükümlüleri de kapsayacak şekilde sağlık hakkı, 1955 tarihli “BM Mahpuslara Uygulanacak Asgari Standartlar”, 1982 tarihli “BM Tıbbi Etik İlkeler”, 1988 tarihli “BM Herhangi Biçimde Alıkonulan veya Hapsedilen Kişilerin Korunması için İlkeler Manzumesi”, 1990 tarihli “Mahpusların Islahı için Temel İlkeler” ve 1990 tarihli “Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları” ile tanımlanmıştır.
Hapishanelerde yüzlercesi ağır, binlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen, sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta mahpusların Sağlık Hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir. Türkiye geneli birçok hapishanede ihtiyaçlarını tek başlarına karşılayamayan hasta mahpuslar pandemi tedbirleri adı altında aylar süren karantina sürecine ve tek başınalığa maruz bırakılmakta, birçok mahpusun tedavisi ve hastane sevkleri keyfi bir biçimde gerçekleştirilmemektedir. Yine birçok ağır hasta mahpus bakımından Adli Tıp Kurumları tarafından bilimsel ve tarafsız değerlendirmelerden çok uzak biçimde hapishanede kalabilir şeklinde raporlar düzenlenmekte ve hastanelerin mahpuslar hakkındaki görüş ve değerlendirmeleri savcılık makamları ve hapishane idarelerince dikkate alınmamaktadır. Devletler, mahpusların yasal durumları nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulmaksızın ülkedeki sağlık hizmetlerinden yararlanma imkanına sahip olmasını ve genel sağlık sisteminde mevcut olan tüm tıbbi, cerrahi ve psikiyatrik olanaklara ulaşma ve yararlanma olanağını eşit bir biçimde tahsis etmek, hapishanelerde gerçekleşen şüpheli ölümlere ilişkin ilgililer hakkında etkin soruşturmaları yürütmek ve bu şüpheli ölümleri aydınlatmakla yükümlüdür.
Aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak yetkilileri Ulusal ve uluslararası sözleşme hükümlerine aykırı biçimde, hasta mahpusların sağlık ve yaşam haklarını ihlal ederek ölüme sürüklenmesine sebep olan uygulamalara derhal son vermeye ve geç olmadan tüm ağır hasta mahpusları derhal tahliye etmeye çağırıyoruz. 24/01/2022
ÖHD Van Şubesi
İHD Van Şubesi
Van Tuhayder
Van Barosu
KESK Van Şubeler Platformu
TJA Van
Star Kadın Derneği
Serhat Göç Araştırmaları Derneği
