Anasayfa Basın Açıklamaları Halk ayaklanmasını vahşice bastırmak için idam cezasını kullanan İran yönetimine sesleniyoruz.

Halk ayaklanmasını vahşice bastırmak için idam cezasını kullanan İran yönetimine sesleniyoruz.

9 Dakika Önce

BASINA VE KAMUOYUNA

Bilindiği üzere İran’ın başkenti Tahran’da 13 Eylül 2022’de ahlak polisi olarak bilinen İrşad Devriyeleri tarafından başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle gözaltına alınan Kürt kadın Mahsa Amini’nin 16 Eylül 2022 tarihinde gözaltında katledilmesinden sonra 17 Eylül 2022 tarihinde başlayan protestolar aylardır devam etmekte ve kurmaca yargılamalarla hak savunucularına  idam cezaları verilmektedir. Şimdiye kadar bu eylemler dolayısıyla 4 hak savunucu idam edilirken en az 26 kişinin de idamla yargılandığı ve 11 kişi hakkında idam cezasına hükmedildiği Uluslararası Af Örgütü’nün raporlarıyla ortaya çıkmaktadır. Protesto eylemleri dolayısıyla 516 kişinin öldürüldüğü ve bunların 70’inin çocuk olduğu, ayrıca bu protestolar dolayısıyla gözaltına alınanların sayısının 20 bine yaklaştığı ve bu kişilerin muhalif eylemlere katılmaları dolayısıyla fişlendiği bilinmektedir.

İdam cezasına çarptırılan muhalifler hakkında yapılan yargılamaların ayrıntılarına bakıldığında; bu idamlara gerekçe olarak “Allah’ın yeryüzündeki düşmanı olmak, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak ve devlete savaş açmak” suçlarına dayandırıldığı görülmektedir. Bu davaların dikkat çekici yanı ise savcıların Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Besiç Milis Güçleri mensubu olmasıdır. Bilindiği üzere Besiç Milisleri askeri eğitim alıp sınırsız yetkilerle donatılır ve muhalif eylemleri bastırmak için devletçe kullanılan oluşumlardan  oluşur. Sayıları milyonları aşan bu oluşumlar  devletin her kademesinde görev yapan gönüllülerden oluşmakta ve herhangi bir denetime ya da kanuni sınırlamaya bağlı tutulmamaktadır. Bu oluşumlar  muhalif eylemleri bastırmak için devletçe zaman zaman kullanıldığı bilinen bir gerçektir.

Yaratılan düzmece gerekçe ve Besiç güçlerinin sınırsız yetkileri bir araya gelince muhalif protesto eyleminde yer alan bütün hak savunucuları idam cezasıyla yargılanmaya başlandı. Hak savuncuları arasında korku ve panik yaymak için idam cezaları sıklaştırıldı ve akabinde hızlıca cezaları infaz edilmeye başlandı şöyle ki idam edilen Macit Rıza Rahnavard gözlatından 23 gün sonra idam edildi. Bu İranda en hızlı idam infazı olarak kayıtlara geçti. Rahnavard’ın idam cezasına gerekçe gösterilen eylemlerine ilişkin itiraflarına devlet kanalında yer verildi. Bu videoda Rahnavard’ın kolunun kırık ve alçıda olduğu görüldü, verilen bu video kaydında da görüldüğü üzere kendisinden alınan ikrarın işkence altında alındığı ortaya çıktı. İşkencenin aleni olarak videoya yansımasına rağmen bu kadar kısa sürede idam edilmiş olması ve yine dosya savcısının besiç çetesi olması yargılamaların sadece muhalif eylemleri bastırmaya yönelik olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca Aralık ayında idam edilen iki muhalifin yargılamasına bakıldığında kendilerinden alınan ikrarların işkence altında alındığına yönelik temyiz başvurularının bulunduğu, avukatlarının müvekkillerine yapılan işkencenin ayrıntılarını gözlerinin bağlandığı, üzerlerinde şok tabancası kullanıldığı, ayak tabanlarına metal çubuklarla vurulduğu şeklinde işkencelere tabi tutulduğunu belirtmelerine rağmen temyiz incelemesi reddedildi ve bu muhaliflerin de cezası infaz edildi.

Birleşmiş Milletler üyesi olan bir devletin, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nde yer alan yaşam haklarına ilişkin müdahalelerin kaldırılması ile ilgili yükümlülüklere riayet etmesi gerekmektedir. En temel hak sayılan yaşam hakkına müdahalenin İnsan Hakları ve Siyasi Özgürlükler kapsamında değerlendirilmesi gereken protesto hakkına müdahalede sopa olarak kullanılmasına BM’nin göz yumması sırf bu ülkenin sözleşmeye taraf olmamasıyla açıklanacak bir durum değildir. BM’nin bu keyfiliklere ilişkin herhangi bir yaptırım kararı almaması kabul edilemez.

Halk ayaklanmasını vahşice bastırmak için idam cezasını kullanan İran yönetimine sesleniyoruz. Bu faşizan tavırlarından vazgeçmesini , idam infazlarının derhal durdurmasını ve verilen idam kararlarının kaldırması  çağrısında bulunuyoruz.  Bir çağrımız da uluslararası kamuoyuna  İran devletinin kendiliğinden hukuka dönmeyeceği bilinmelidir. Bu anlamda uluslararası kamuoyundan İran devletine baskı yapılmasını ve İran faşizmine direnen halka desteğin arttırılması çağrısında bulunuyoruz.

İHD VAN ŞUBESİ

VAN BAROSU

ÖHD VAN ŞUBESİ

TİHV VAN TEMSİLCİLİĞİ

Diğer Yazılar
 İHD VAN
 Basın Açıklamaları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir