Anasayfa Basın Açıklamaları Van ili Özalp İlçesi Çamurlu Mahallesinde yaşanan askeri operasyon sonrası Şubemiz, Van Barosu ve ÖHD Van şubesi birlikte yerinde gözlem yaparak raporumuzu hazırlayıp, basın ve kamuoyuyla paylaştık.

Van ili Özalp İlçesi Çamurlu Mahallesinde yaşanan askeri operasyon sonrası Şubemiz, Van Barosu ve ÖHD Van şubesi birlikte yerinde gözlem yaparak raporumuzu hazırlayıp, basın ve kamuoyuyla paylaştık.

13 Dakika Önce

BASINA VE KAMUOYUNA

BASINA VE KAMUOYUNA

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla 31 Ağustos 2023 tarihinde Van ili,  Özalp ilçesi, Çamurlu Mahallesinde asker ve özel timlerin zırhlı araçlarla ablukaya aldıkları bir evde 2 militanın yaşamını yitirdiğini duyurmuştur. Aynı gün bazı haber kaynakları Van’ın Özalp ilçesine bağlı Çamurlu Mahallesinde bir eve düzenlenen operasyon ile evde bulunan iki kişinin öldürüldüğünü, evin ise iş makinası ile yıkıldığını, operasyonun hemen ardından üç yurttaşın gözaltına alındığı şeklinde haber yapmışlardır. 2 Eylül 2023 tarihinde Van Barosu İnsan Hakları Merkezi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Van Şubesi ve İnsan Hakları Derneği Van Şubesi üyelerinden oluşan heyet Van’ın Özalp ilçesine bağlı Çamurlu Mahallesine giderek raporlama sürecine veri toplama, araştırma, gözlem ve görüşmelerde bulunmuş, çalışmalarını mevcut şartlar ve imkânlar dâhilinde tamamlamıştır. Köyde yıkılan evde yapılan gözlem faaliyetleri, tarafımızla paylaşılan görsel kayıtlar ve tanık anlatımları çerçevesinde yaptığımız gözlem ve tespitler özetle şöyledir:

  • Köylülerce tarafımızla paylaşılan ve sosyal medya hesaplarında paylaşılmış olan video görüntülerinden operasyon yapılan eve ağır silahlarla yoğun bir şekilde ateş açıldığı, evden karşılık geldiğine dair bir tespitin yapılamadığı, açılan ateş sonucunda evden yoğun dumanlar yükseldiği, ardından evde bir patlama yaşandığı ve evden parçaların uçuştuğunun görüldüğü, ardından evin yıkıldığı tespit edilmiştir.
  • Operasyon yapıldıktan sonra yıkılan evde yangın çıktığı, köylülerin talebine rağmen yangın söndürme işleminin yapılmadığı, olaydan iki gün sonra giden heyetce yapıdan hala dumanlar çıktığını tespit edilmiştir.
  • Operasyon sırasında kullanılan silahlar ile birçok noktadan ateş açıldığı, açılan kontrolsüz ateş nedeniyle operasyon yapılan evin yakınında bulunan otomobilin tahrip olduğu gözlemlenmiştir.
  • Köylülerce tarafımızla paylaşılan görüntü kayıtları, olay yerindeki izleri, yayılım alanı, tanık anlatımları ve ağır silahlarla operasyon yapılan evin iki kişinin üzerine yıkılmış olması göz önünde bulundurulduğunda ölüm olayının kolluğun ağır ve orantısız silah kullanımı sonucunda meydana gelmiş olabileceği şüphesi oluşturmuştur.
  • Olaya dair açılan soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunması nedeniyle operasyon sonucunda öldürülen kişilerin bilgilerine, ölen kişilerin naaşlarının ne durumda olduğuna ve soruşturma dosyasının içeriğine ulaşılamamıştır.
  • Ayrıntısı raporda yer aldığı üzere kişilerin yaşam hakları ulusal ve uluslararası mevzuat ile teminat altındadır. Silah kullanımının tek ve son çare olması, görev sorumluluğu gereği soğukkanlı olunması, öldürme amaçlı olmaması, önce direnmeyi kıracak başka yöntemler denenmesi, kişiye karşı silah kullanımının kaçmayı ve saldırıyı önlemek amacıyla olması gerektiği, mevcut hayati tehlike varsa ancak öldürücü atış yapılabileceği, üzerine ateş edilecek kişi devamlı göz önünde tutulması, rastgele ateş açılmaması gerektiği… Kısaca silah kullanımının orantılı olması gerektiği aksi halde silah kullanımının yaşam hakkının ihlaline neden olacağı teminat altına alınmıştır. Ayrıca TCK 81 ve devamı maddelerinde insan öldürme suçunun ağır şekilde cezalandırılacağı düzenlenmiştir.

SONUÇ VE ÖNERİLER:

Heyetçe yapılan inceleme, gözlem, araştırma ve görüşmeler sonucunda aşağıda belirtilen önerilerin kamuoyu ve ilgili kurumlarla paylaşılması gerekli görülmüştür:

  1. Özalp Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 31.09.2023 tarihinde meydana gelen ve 2 kişinin ölümü ile sonuçlanan olaya ait maddi gerçeğin ortaya çıkması için olayı bütün yönleri ile araştırılması ve adil bir yargılama yapılabilmesi için soruşturmanın AİHS’in 2. maddesinde düzenlenen “yaşam hakkı” ışığında “kasten/taksitle öldürme suçları” temelinde etkin, eksiksiz, süratli ve düzenli bir şekilde yürütülmelidir.
  2. Olayla ilgili soruşturma bağımsız ve tarafsız bir soruşturmanın gereği olarak bizzat savcılık eli ile yerine getirilmelidir. İş bu nedenle olayda yer alan kolluk kuvvetlerinin bulunduğu karakolların soruşturmayı yapan kolluk olarak dâhil edilmemesi gerekmektedir.
  3. Operasyon sonucunda gerçekleşen ölüm olayının orantısız silah kullanımı nedeniyle meydana gelmiş olabileceği iddiası göz önünde bulundurularak; olaya karışan tüm kolluk personellerinin kimliklerinin derhal tespit edilmesi, şüpheli olanların derhal yakalanması, olayda kullanılan tüm silahlara el konulmak suretiyle balistik incelemelerinin yapılması, tüm boş kovanların toplanılması, ivedi bir şekilde olay yerinde keşif yapılması, bu raporda bahsi geçen görgü tanıkları ile başkaca görgü tanıklarının tanık sıfatıyla dinlenilmeleri, ölüme sebep olan ateşin veya yıkımın kim tarafından yapıldığını ve ateşin hangi silahtan çıktığının tespit edilerek failin tespit edilmesi ve soruşturma sonucunda ölümlerin orantısız silah kullanımı Nedeniyle gerçekleştiğinin kanaati oluşması halinde delilleri karartma şüphesi sebebiyle olaya dahli olan tüm şüphelilerin yargılamasının tutuklu yapılması gerekmektedir.
  4. Operasyon sonucunda öldürülen 2 kişinin naaşlarının durumları ve ailelerine teslimi konusunda yapılacak işlemlere ilişkin yetkililer tarafından bilgilendirme yapılmalıdır.
  5. Başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşme ve iç hukuktaki düzenlemeler öldürmeyi yasaklamaktadır. Türkiye’nin insan hakları görünümü açısından en öne çıkan noktalardan biri de güvenlik güçlerinin artan şiddeti, orantısız silah kullanımı ve bunun yol açtığı yaşam hakkı ihlalleri olmuştur. Bu durumun temel nedeni ise orantısız silah kullanımı ve süreklileşen cezasızlık politikasıdır. Hak ihlallerini teşvik eden, özendiren cezasızlık politikasına son vererek bu sorun aşılabilir. Yargı ve yürütme organları, yurttaşlara işkence yapan, keyfi ve yasa dışı silah kullanarak insanları öldüren güvenlik güçlerine tolerans göstermemelidir. Bu noktada Türkiye yaşam hakkının korunması açısından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında taraf devletlere yüklenen yükümlülüklerin gereğinin yerine getirilmelidir.
  6. 2559 sayılı kanunun 16. Maddesinin 7, 8, 9 Fıkraları, Anayasa’nın 2, 15. Maddesinin 2. Fıkrasına, 17. Maddesine ve 90. Madde dolayısıyla Türkiye’nin taraf olduğu temel insan hakları sözleşmelerine aykırıdır. Bu nedenle bahse konu yasal düzenlemeler iptal edilmelidir. 19.09.2023

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ (ÖHD) VAN ŞUBESİ

VAN BAROSU İNSAN HAKLARI MERKEZİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ (İHD) VAN ŞUBESİ

Diğer Yazılar
 İHD VAN
 Basın Açıklamaları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir