Anasayfa Basın Açıklamaları AHLAT ERZURUM IĞDIR KARS PATNOS VE VAN HAPİSHANELERİNDE YAŞANAN HAK İHLALLERİ RAPORU

AHLAT ERZURUM IĞDIR KARS PATNOS VE VAN HAPİSHANELERİNDE YAŞANAN HAK İHLALLERİ RAPORU

90 Dakika Önce

Haziran-Temmuz-Ağustos Serhat hapishaneleri raporu

  1. GİRİŞ

Farklı tarihlerde, farklı hapishanelerde hak ihlallerine uğrayan mahpusların bizzat, vekilleri veya aileleri tarafından İnsan Hakları Derneği Van Şubesine yapılan başvurularına istinaden, İnsan Hakları Derneği Van Şubesi üyeleri tarafından mahpuslarla görüşmeler gerçekleştirilmiş, gerçekleştirilen bu görüşmeler neticesinde tespit edilen hususlar raporlaştırılmıştır.

  • RAPORUN AMACI

Hapishanelerde yaşanan temel hak ve hürriyetlere ilişkin ihlallerin tespiti, yetki ve sorumluluğu olan merci ve kurumların bu ihlallerin sonlandırılmasına yönelik harekete geçmelerini sağlamak, ihlallere ilişkin etkili soruşturma yürütülmesine katkı sağlamak ve kamuoyunun dikkatine sunmaktır.

  • YÖNTEM

Bu raporda avukatlar tarafından hapishanelerde gerçekleştirilen ziyaretler dışında mahpusların aileleri ile yapılan telefon görüşmelerinden ve mahpusların avukatlarına gönderdikleri mektuplardan edinilen bilgiler kullanılmıştır. Mahpusların güvenliği açısından isimlerine yer verilmemektedir.

Rapor tarihi itibariyle;

  • Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  • Van T Tipi Kapalı Hapishanesi
  • Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesi
  • Ahlat T Tipi Kapalı Hapishanesi
  • Iğdır S Tipi Kapalı Hapishanesi
  • Erzurum Dumlu 1. Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  • Erzurum Dumlu 2. Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi
  • Erzurum H Tipi Kapalı Hapishanesi
  • Kars T Tipi Kapalı Hapishanesi

Ziyaret edilmiştir.

  • HAPİSHANE ZİYARETLERİ, GÖRÜŞMELERDE AKTARILAN HAK İHLALLERİ

VAN YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

CEZAEVİ ZİYARETLERİ, GÖRÜŞMELERDE AKTARILAN HAK İHLALLERİ

  1. HASTANE SEVK VE REVİR
  2. Çeşitli ağır hastalıkları bulunan ve bu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmesi gereken mahpusların hastaneye sevklerinin çok güç olduğu,
  3. S.D ile yapılan görüşmede FMF hastalığının bulunduğunu ve işbu hastalık sebebiyle iğne kullanmak zorunda olduğunu fakat iğnelerinin Maliyetinin çok yüksek olması sebebiyle iğnelerin bir kere bakanlık tarafından karşılandığı ancak daha sonra devamının gelmediğinin tespit edildiği, mahpus kullandığı ilaçlardan dolayı kan değerlerinin çok yüksek olduğunu ve karaciğere büyük oranda zarar verdiğini belirtmiştir. bu hastalıktan dolayı mahpus ağır kas ağrıları yaşamaktadır.
  4. Aynı şekilde kronik rahatsızlığı ya da diğer hastalıkları için hastaneye sevk talebinde bulunmasına rağmen sevk alınma ihtimalinin bulunmadığı,
  5. T.Ş isimli mahpus 17 yıldır hapishanede yatmaktadır. Mahpusun daha önce girmiş olduğu ölüm orucundan dolayı beyninde hasar oluşmuştur. Wernicke ensefalopatisi (Kronik Beyin Bozukluğu) teşhisi konmuştur. Ayrıca mahpus böbrek yetmezliği yaşamakta ve yüksek tansiyon hastasıdır. Sağlık Kurulu raporu almak için başvuruda bulunmasına rağmen idare tarafından başvurusuna herhangi bir cevap verilmemiştir.
  6. Hastaneye sevk edilen mahpuslar, sevk edildikleri hastanelerde doktorlar tarafından kendilerine kötü muamele edildiğini ve gerekli tedavilerin yapılmadığını belirtmişlerdir.
  7. CEZAEVİ İDARESİNİN VE BAŞ MEMURLARIN PROVAKATİF YAKLAŞIMLARI
  8. Mahpuslarla yapılan görüşmelerde Cezaevi Yönetiminin yakın zamanda aynı koridordaki bazı koğuşları boşalttığını, bilinçli olarak yan koğuşlara özellikle tecavüz, istismar suçlarından hükümlü/tutuklu olan adli kişileri alarak kendilerinin yaşam hakkını ve ruhsal sağlıklarını kasten tehlikeye koyduklarını ifade etmişlerdir.
  9. Mahpuslar, adli suç tutuklu ve hükümlülerin koridordan her geçtiklerinde kendilerine yönelik sinkaflı küfürler ettiğini bu konuyu baş memur ve idareye ilettiklerinde bu duruma ilişkin herhangi bir çözüm geliştirmediklerini belirtmişlerdir.
  10. Mahpuslar, cezaevi idaresinin keyfi bir şekilde odalarını değiştirdiğini belirtmiştir.
  11. SÜRGÜNLER
  12. Cezaevinde son dönemde sürgün olaylarının yaşandığı, yaşanan sürgünlerin keyfi kararlar sonucu gerçekleştiği mahpuslar tarafından bildirilmiştir.
  • SOSYAL AKTİVİTE
  • Pandemi nedeniyle kaldırılmış olan sosyal aktivitelere devam edilmediği, sosyal aktivite olarak mahpusların sadece sohbet haklarından yararlandırıldığı tespit edilmiştir.  
  • Ayrıca spor ve sanatsal faaliyetlere ve atölyelere izin verilmediği,
  • Mahpuslar, cezaevi yetkililerinden sanatsal, sosyal etkinlikler talep ettiklerini fakat taleplerin keyfi bir şekilde yerine getirilmediğini, ifade etmişlerdir.
  • Kitap sayısına keyfi bir şekilde sınırlama getirildiği ve mevzuata uygun kitapların dahi mahpuslara verilmediği tespit edilmiştir.
  • AĞIRLAŞTIRILMIŞ HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILAN MAHPUSLARA UYGULANAN TECRİT
  • Ağırlaştırılmış hapis cezası ile hüküm giyen bazı mahkumların sosyalleşmesinin önüne geçilerek günde sadece bir saat tek başına havalandırmaya çıkmalarına izin verilmektedir. Aynı şekilde bu kişilerin sosyal aktivitelere de katılmalarına izin verilmemektedir.
  • 25 yıldan fazla hükümlü olan bazı mahpuslar tek kişilik koğuşlarda tutulmaktadır. Diğer mahkumlarla görüşmelerine izin verilmemekte adeta tecrit uygulanmaktadır.
  • KANTİNDEKİ ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİN AZLIĞI, KALİTESİZLİĞİ VE FAHİŞ FİYATLARI
  • Mahpusların çoğu ihtiyaçlarını kantinden sağladıklarını; ancak kantindeki ürün kalitesinin düşük olması ile beraber ürün çeşitliliğinin az olması ve aynı zamanda fahiş fiyatlarla satıldığını ifade etmişlerdir.
  • YEMEK SORUNU
  • Cezaevi yönetimince verilen yemeklerin yenmeyecek derecede kötü olduğu ve mahpusların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak porsiyon miktarlarında verilmediği mahpuslar tarafından belirtilmiştir.
  • DİLEKÇELERİN İŞLEME ALINMAMASI-DEĞERLENDİRİLMEMESİ
  • Cezaevi idaresine veya dışardaki kurumlara/mercilere gönderilen dilekçelerin gerekli yerlere ulaştırılmadığı, bu yönüyle olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuç alınmadığı,
  • Savcılığa gönderilen dilekçelere karşı hiçbir dönüş yapılmadığı, (İşbu aksaklığın cezaevi yetkililerinden ya da savcılıktan kaynaklandığı konusunda bilgi sahibi olma imkanlarının olmaması ayrıca vermiş oldukları dilekçelerin teslimi konusunda kuşku duydukları) aktarılmıştır.
  • DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASI VE İNFAZ
  • Bazı mahpusların cezalarının infazı bir yılın altına düşmesine ve hiçbir disiplin cezasının olmamasına rağmen cezaevi gözlem kuruluna birer ay arayla yazılan dilekçeleri cevapsız bırakılarak mahpuslara yönelik ayrımcılık yapıldığı ve mahpusların yaşamış oldukları bu belirsizlikten dolayı psikolojik sıkıntılar yaşadıkları, tarafımıza aktarılmıştır.

PATNOS L TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

CEZAEVİ ZİYARETLERİ, GÖRÜŞMELERDE AKTARILAN HAK İHLALLERİ

  1. KEYFİ DİSİPLER VE İNFAZLARIN YAKILMASI
  2. İdare ve Gözlem Kurullarının mahpusların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarından yararlanıp yararlanmayacaklarına yönelik iyi halli olup olmadıkları kararı verirken soyut ve subjektif yorumlarda bulundukları, politik temelli yargılamalar neticesinde kesinleşen hapis cezası bulunan mahpuslar açısından pişman olduklarına dair beyan istenildiği, bu sebeple birçok mahpusun, denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarından mahrum bırakıldığı,
  3. Odalarda yapılan aramalarda defterlere-kitaplara el konulduğu ve bu durumlardan kaynaklı disiplin soruşturmalarının başlatıldığı,
  4. Cezaevi personellerinin mahkûmlara karşı kışkırtıcı tavır sergiledikleri; neticesinde mahkûmların aksi hareketlerde bulunmasını sağlayarak müdahalede bulundukları,
  5. Provakatif yaklaşımlarla birkaç gün ara ile oda baskınlarının olduğu ve bu esnada eşyalarının tamamının dağıtıldığı, eşyalarına zarar verildiği, arama esnasında arama yapan memurlarca maket bıçakları ile nevresimlerinin kesildiği,
  • Patnos L Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü kalan ve hali hazırda yakın zamanda infazını tamamlayan bazı mahpusların uzun süre Patnos L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kaldıkları ve disipline ilişkin herhangi bir eylem içerisinde olmama durumlarına rağmen bilinçli biçimde tahliye edilmedikleri,
  • Dolayısıyla koşullu salıverme şartları oluşmuş hükümlülerin idare ve gözlem kurulunun keyfi raporlarına binaen iyi halli sayılmadığı, koşullu salıverilme hakkından faydalandırılmadığı,
  • Mahpuslar hakkında ortada somut durumlar olmadığı halde keyfi disiplin soruşturmalarının başlatıldığı hususları tarafımıza aktarılmıştır.
  • HASTANE VE SEVK İLGİLİ PROBLEMLER
  • Bazı mahpusların özelliklerine ailelerine yakın cezaevlerine sevk edilmek için talepte bulunmalarına rağmen dilekçeler değerlendirilmeden taleplerinin reddedildiği,
  • Sevk halinde ise insan haklarına aykırı bir şekilde ağız kontrolü yapıldığı, kontrollerin çıplak el ile eldiven takılmadan gerçekleştirildiği, dişlerinin zarar gördüğü, ağız kontrol usulünün güvenlik önleminden ziyade işkence aracı olarak kullanıldığı, sebeple de gayrı insani bir şekilde yapılan ağız içi kontrol uygulamasına maruz kalmamak amacıyla ağır durumda hasta olanların olmasına rağmen hastaneye gitmek istemedikleri, kaldı ki zaten doğru düzgü bir revir uygulamasının da olmadığı,
  • Tüm bu sıkıntılardan kaynaklı çok mahpusun ciddi ağız içi ve diş dökülme-çürüme problemi yaşadığı hususları tarafımıza aktarılmıştır.
  • Cezaevinde yeterli doktor ve sağlık personeli bulundurulmadığı, kurum revirindeki doktorların sık sık değişmesi sebebiyle mahpusların tedavi sürecinde aksamalara sebebiyet verildiği, hastane sevklerinin geç yapıldığı, jandarma birimleri tarafından tedavi için hastaneye götürülen mahpuslara tedavi esnasında dahi kelepçe uygulandığı, mahpusların sığamayacağı darlıkta olan tekli ring aracı ile sevklerinin yapıldığı, hastanelerde ve revirde kelepçeli muayenenin yapıldığı, sevk esnasında tacize varan aramalara maruz kaldıklarını, itiraz etmeleri sebebiyle de mahpusların disiplin cezası aldıklarını,
  • Çeşitli ağır hastalıkları bulunan ve bu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmesi gereken mahpusların hastaneye sevk sevklerinin çok güç olduğu,
  • İlaveten hastaneye sevk halinde ise insan haklarına aykırı bir şekilde ağız içi aramalarının yapıldığı, bu aramayı reddedenlerin hastaneye götürülmediği gibi haklarında disiplin soruşturması başlatıldığı,
  • Sürekli ağız kontrolü yapıldığını, kontrollerin çıplak el ile eldiven takılmadan gerçekleştirildiğini, dişlerinin zarar gördüğünü, ağız kontrol usulünün güvenlik önleminden ziyade işkence aracı olarak kullanıldığı, sebeple de gayrı insani bir şekilde yapılan ağız içi kontrol uygulamasına maruz kalmamak amacıyla ağır durumda hasta olanların olmasına rağmen hastaneye gitmek istemedikleri, kaldı ki zaten doğru düzgü bir revir uygulamasının da olmadığı, bundan kaynaklı çok mahpusun ciddi ağız içi ve diş dökülme-çürüme problemi yaşadığı, yapılan kontrollerin amacının dışına çıktığı ve ağız kontrol usulünün görevliler tarafından güvenlik önleminden ziyade işkence aracı olarak kullanıldığı hususları tarafımıza aktarılmıştır.
  • SOSYAL AKTİVİTELER İLE İLGİLİ PROBLEMLER
  • Mahpusların hobi, etkinlik ve spor gibi haklarının pandemi tedbirleri bitmesine rağmen hala benzer gerekçelerle ile engellendiği, ancak mahkûmların baskısı sonucunda ayda bir kez spora izin verildiği,
  • Mahpusların kitap ve dergilerine idare tarafından el konulup, talep edilmesine rağmen kendilerine verilmediği,
  • Spor ve sohbete diğer odalarla çıkılmasına izin verilmediği, açık görüşün olduğu haftalarda sosyal kültürel faaliyetlerin “personel yetersizliği” gerekçesiyle engellendiğini belirtmişlerdir.  Yine yönetmeliğe göre bu sürelerin ayda 40 saat olması gerektiğinden bu anlamda talepte bulunmalarına karşın yine bu taleplerinin de kabul edilmediği,
  • Cezaevi idaresinin belirlediği kanallar dışında talep edilen kanalların izlenmesine izin verilmediği, bu durumun haberleşme özgürlüğünün ihlali olduğu hususları tarafımıza aktarılmıştır.
  • YEMEK, SU VE KANTİN İŞLE İLGİLİ SORUNLAR
  • Yemeklerin besin kalitesinin düşük olduğu, yemek çeşitleri ve porsiyonlarının az olmasıyla birlikte yemeklerin yapılışında kullanılan ürünlerin hijyenik olmadığı,
  • Duş alınması amacıyla verilen sıcak suyun çok kısa süreliğine verildiği ve koğuşun yarısından fazlasının duş alamadan sıcak sularının kesildiği,
  • Sıcak su sorunun ortadan kaldırılması amacıyla kendilerine leğen yahut kova verilmesi halinde sıcak suyun kovalara doldurularak tüm mahkumların duş almalarının sağlanılabileceği taleplerinin idarece kabul edilmediği ve yeterince kova alınmasına engel olunduğundan dolayı sorunun bir türlü çözülemediği,
  • hususları tarafımıza aktarılmıştır.
  • DİLEKÇELERİN İŞLEME ALINMAMASI-DEĞERLENDİRİLMEMESİ
  • Cezaevi idaresine veya dışardaki kurumlara/mercilere gönderilen dilekçeler gerekli yerlere ulaşılmadığı, bu yönüyle olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuç alınmadığı,
  • Savcılığa gönderilen dilekçelere karşı hiçbir dönüş yapılmadığı hususları tarafımıza aktarılmıştır.

IĞDIR S TİPİ KAPALI CEZA İNFA KURUMU

CEZAEVİ ZİYARETLERİ, GÖRÜŞMELERDE AKTARILAN HAK İHLALLERİ

  1. HASTANE SEVK VE REVİR
  2. Çeşitli ağır hastalıkları bulunan ve bu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmesi gereken mahpusların hastaneye sevklerinin çok güç olduğu,
  3. A.A ile yapılan görüşmede kalp hastalığının bulunduğunu ve işbu hastalık sebebiyle kan sulandırıcı ilaç kullanmak zorunda olduğunu fakat ilaçlarının günlerce temin edilmediğini ifade etmiştir.
  4. Aynı şekilde kronik rahatsızlığı ya da diğer hastalıkları için hastaneye sevk talebinde bulunulmasına rağmen sevk alınma ihtimalinin bulunmadığı tarafımıza iletilmiştir.
  5. CEZAEVİ İDARESİNİN VE BAŞ MEMURLARIN PROVAKATİF YAKLAŞIMLARI
  6. Cezaevi yönetiminin yakın zamanda aynı koridordaki bazı koğuşları boşalttığını, bilinçli olarak yan koğuşlara özellikle tecavüz, istismar suçlarından hükümlü/tutuklu olan adli kişileri alarak kendilerinin yaşam hakkını ve ruhsal sağlıklarını kasten tehlikeye koyduklarını ifade etmişlerdir.
  7. Mahpuslar, adli suç tutuklu ve hükümlülerin koridordan her geçtiklerinde kendilerine yönelik sinkaflı küfürler ettiğini bu konuyu baş memur ve idareye ilettiklerinde bu duruma ilişkin herhangi bir çözüm geliştirmediklerini belirtmişlerdir.
  8. SÜRGÜNLER
  9. Cezaevinde son dönemde sürgün olaylarının yaşandığı, yaşanan sürgünlerin keyfi kararlar sonucu gerçekleştirildiği mahpuslar tarafından bildirilmiştir.
  10. SOSYAL AKTİVİTE
  11. Pandemi nedeniyle kaldırılmış olan sosyal aktivitelere devam edilmediği, sosyal aktivite olarak mahpusların sadece spor yapma haklarından yararlandırıldığı tespit edilmiştir.
  12. Cezaevi yetkililerinden sanatsal, sosyal etkinlikler talep ettiklerini fakat taleplerin keyfi bir şekilde yerine getirilmediğini;
  13. Kitap sayısına keyfi bir şekilde sınırlama getirildiği ve mevzuata uygun kitapların dahi mahpuslara verilmediği tespit edilmiştir.
  14. AĞIRLAŞTIRILMIŞ HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILAN MAHPUSLARA UYGULANAN TECRİT
  15. Ağırlaştırılmış hapis cezası ile hüküm giyen bazı mahkumların sosyalleşmesinin önüne geçilerek günde sadece bir saat tek başına havalandırmaya çıkmalarına izin verilmektedir. Aynı şekilde bu kişilerin sosyal aktivitelere de katılmalarına izin verilmemektedir.
  16. KANTİNDEKİ ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİN AZLIĞI, KALİTESİZLİĞİ ve FAHİŞ FİYATLARI
  17. Mahpusların çoğu ihtiyaçlarını kantinden sağladıkları; ancak kantindeki ürün kalitesinin düşük olması ile beraber ürün çeşitliliğinin az olması ve aynı zamanda fahiş fiyatlarla satıldığı,
  18. YEMEK SORUNU
  19. Cezaevi yönetimince verilen yemeklerin yenmeyecek derecede kötü olduğu, hijyenik yemeklerin verilmediği ve mahpusların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak porsiyon miktarlarında verilmediği mahpuslar tarafından belirtilmiştir.
  20. DİLEKÇELERİN İŞLEME ALINMAMASI-DEĞERLENDİRİLMEMESİ
  21. Cezaevi idaresine veya dışardaki kurumlara/mercilere gönderilen dilekçelerin gerekli yerlere ulaştırılmadığı, bu yönüyle olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuç alınmadığı,
  22. DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASI VE İNFAZ
  23. Bazı mahpusların almış olduğu toplam cezanın infazının bir yılın altına düşmesine ve hiçbir disiplin cezasının olmamasına rağmen cezaevi gözlem kuruluna birer ay arayla yazılan dilekçeleri cevapsız bırakarak mahpuslara yönelik ayrımcılık yapıldığı ve mahpusların yaşamış oldukları bu belirsizlikten dolayı psikolojik sıkıntılar yaşadıkları, tarafımıza aktarılmıştır.

ERZURUM DUMLU 1. NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFA KURUMU

CEZAEVİ ZİYARETLERİ, GÖRÜŞMELERDE AKTARILAN HAK İHLALLERİ

  1. HASTANE SEVK VE REVİR
  2. Çeşitli ağır hastalıkları bulunan ve bu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmesi gereken mahpusların hastaneye sevklerinin olmadığı bazen de çok güç olduğu,
  3. S.K. ile yapılan görüşmede astım hastası olduğu ve bu hastalık sebebiyle ilaç kullanmak zorunda olduğunu fakat ilaçlarının günlerce temin edilmediğini ifade etmiştir. Ayrıca cezaevinde tutulan M.E isimli şahsın Sara(Epilepsi) hastası olduğu yaşamını tek başına idame ettiremediği tarafımıza iletilmiştir. Yine hasta mahpus M.O yarı felçli (sağ taraf) olmasına rağmen cezaevinde tutulmakta yaşamını tek başına idame ettiremediği gibi gerekli ve özenli tedavinin de yapılmadığı tarafımıza iletilmiştir.
  4. Aynı şekilde kronik rahatsızlığı ya da diğer hastalıkları için hastaneye sevk talebinde bulunulmasına rağmen sevk alınma ihtimalinin bulunmadığı tarafımıza iletilmiştir.
  5. CEZAEVİ İDARESİNİN VE BAŞ MEMURLARIN PROVAKATİF YAKLAŞIMLARI
  6. Mahpuslar, kaldıkları tek kişilik koğuşların tam karşısında 7/24 yanan lambaların olduğunu ve bu ışığın kendilerini rahatsız ettiğini ifade etmişlerdir.
  7. Havalandırmaya çıkarılan mahpuslara karşı her gün farklı bir uygulama geliştirilmekte, cezaevi idaresi ve personellerinin keyfi uygulamalarla mahpusların havalandırmaya çıkma saatlerini değiştirdikleri tarafımıza iletilmiştir.
  8. Mevzuata aykırı bir şekilde odaların camlarına tel örgü takıldığı bu durumun çözümü için defalarca idareye başvuru yapıldığı ancak herhangi bir çözümün üretilmediği, son çare olarak mahpusların 2022 yılı içerisinde açlık grevine başladığı ancak idarenin yine sorunu çözmediği ve mahpuslara açlık grevine girdikleri için disiplin cezası (mahpusların fax, telefon ve mektup göndermeleri yasaklanmıştır.) verdiği mahpuslarca tarafımıza iletilmiştir.
  9. SOSYAL AKTİVİTE
  10. Mahpuslar tekli koğuşlarda tutulmakta ve günde 1,5 saat havalandırmaya çıkarıldıklarını, haftanın Salı ve Perşembe günleri sadece birer saat sohbet hakkı tanınmakta bunun dışında sosyal ve kültürel hiçbir aktivitenin yapılmadığını belirtmişlerdir. Spor aktiviteleri sırasında ise malzemelerin mahpuslar tarafından temin edilmesi istenmektedir.
  11. AĞIRLAŞTIRILMIŞ HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILAN MAHPUSLARA UYGULANAN TECRİT
  12. Ağırlaştırılmış hapis cezası ile hüküm giyen bazı mahkumların sosyalleşmesinin önüne geçilerek günde sadece bir saat tek başına havalandırmaya çıkmalarına izin verilmektedir. Aynı şekilde bu kişilerin sosyal aktivitelere de katılmalarına izin verilmemektedir.
  • KANTİNDEKİ ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİN AZLIĞI, KALİTESİZLİĞİ ve FAHİŞ FİYATLARI
  • Mahpusların çoğu ihtiyaçlarını kantinden sağladıkları; ancak kantindeki ürün kalitesinin düşük olması ile beraber ürün çeşitliliğinin az olması ve aynı zamanda fahiş fiyatlarla satıldığı mahpuslarca tarafımıza iletilmiştir.
  • YEMEK SORUNU
  • Cezaevi yönetimince verilen yemeklerin yenmeyecek derecede kötü olduğu, hijyenik yemeklerin verilmediği ve mahpusların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak porsiyon miktarlarında verilmediği mahpuslar tarafından belirtilmiştir.
  • DİLEKÇELERİN İŞLEME ALINMAMASI-DEĞERLENDİRİLMEMESİ
  • Cezaevi idaresine veya dışardaki kurumlara/mercilere gönderilen dilekçelerin gerekli yerlere ulaştırılmadığı, bu yönüyle olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuç alınmadığı,
  • DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASI VE İNFAZ
  • Bazı mahpusların almış olduğu toplam cezanın infazının bir yılın altına düşmesine ve hiçbir disiplin cezasının olmamasına rağmen cezaevi gözlem kuruluna birer ay arayla yazılan dilekçeleri cevapsız bırakarak mahpuslara yönelik ayrımcılık yapıldığı ve mahpusların yaşamış oldukları bu belirsizlikten dolayı psikolojik sıkıntılar yaşadıkları, tarafımıza aktarılmıştır.

ERZURUM DUMLU 2. NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

CEZAEVİ ZİYARETLERİ, GÖRÜŞMELERDE AKTARILAN HAK İHLALLERİ

  1. HASTANE SEVK VE REVİR
  2. Çeşitli ağır hastalıkları bulunan ve bu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmesi gereken mahpusların hastaneye sevklerinin olmadığı bazen de çok güç olduğu,
  3. Aynı şekilde kronik rahatsızlığı ya da diğer hastalıkları için hastaneye sevk talebinde bulunulmasına rağmen sevk alınma ihtimalinin bulunmadığı tarafımıza iletilmiştir.
  4. CEZAEVİ İDARESİNİN VE BAŞ MEMURLARIN PROVAKATİF YAKLAŞIMLARI
  5. Mahpuslar ile yapılan görüşmelerde Cezaevi Yönetiminin kurum içerisinde keyfi bir şekilde odaları değiştirdiğini ve mahpuslarca yapılan itirazların değerlendirilmediği tarafımıza bildirilmiştir.
  6. SOSYAL AKTİVİTE
  7. Pandemi dolayısıyla iptal edilen sosyal, kültürel ve sportif aktivitelerin hala eksik ve düzensiz bir şekilde yaptırıldığı mahpuslarca tarafımıza bildirilmiştir.
  8. AĞIRLAŞTIRILMIŞ HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILAN MAHPUSLARA UYGULANAN TECRİT
  9. Ağırlaştırılmış hapis cezası ile hüküm giyen bazı mahkumların sosyalleşmesinin önüne geçilerek günde sadece bir saat tek başına havalandırmaya çıkmalarına izin verilmektedir. Aynı şekilde bu kişilerin sosyal aktivitelere de katılmalarına izin verilmemektedir.
  10. KANTİNDEKİ ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİN AZLIĞI, KALİTESİZLİĞİ ve FAHİŞ FİYATLARI
  11. Mahpusların çoğu ihtiyaçlarını kantinden sağladıkları; ancak kantindeki ürün kalitesinin düşük olması ile beraber ürün çeşitliliğinin az olması ve aynı zamanda fahiş fiyatlarla satıldığı mahpuslarca tarafımıza iletilmiştir.
  12. YEMEK VE TEMİZLİK SORUNU
  13. Cezaevi yönetimince verilen yemeklerin yenmeyecek derecede kötü olduğu, hijyenik yemeklerin verilmediği ve mahpusların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak porsiyon miktarlarında verilmediği mahpuslar tarafından belirtilmiştir.
  14. N.A ile yapılan görüşmede tekli koğuşların bağlı bulunduğu koridorların haftalarca temizlenmediği, hijyenik bir ortamın olmadığı ve bundan dolayı bazı mahpusların hasta düştüğünü ifade edilmiştir.
  15. DİLEKÇELERİN İŞLEME ALINMAMASI-DEĞERLENDİRİLMEMESİ
  16. Cezaevi idaresine veya dışardaki kurumlara/mercilere gönderilen dilekçelerin gerekli yerlere ulaştırılmadığı, bu yönüyle olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuç alınmadığı,
  17. DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASI VE İNFAZ
  18. Bazı mahpusların almış olduğu toplam cezanın infazının bir yılın altına düşmesine ve hiçbir disiplin cezasının olmamasına rağmen cezaevi gözlem kuruluna birer ay arayla yazılan dilekçeleri cevapsız bırakarak mahpuslara yönelik ayrımcılık yapıldığı ve mahpusların yaşamış oldukları bu belirsizlikten dolayı psikolojik sıkıntılar yaşadıkları, tarafımıza aktarılmıştır.

AHLAT T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

CEZAEVİ ZİYARETLERİ, GÖRÜŞMELERDE AKTARILAN HAK İHLALLERİ

  1. HASTANE SEVK VE REVİR
  2. Çeşitli ağır hastalıkları bulunan ve bu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmesi gereken mahpusların hastaneye sevklerinin olmadığı bazen de çok güç olduğu,
  3. Aynı şekilde kronik rahatsızlığı ya da diğer hastalıkları için hastaneye sevk talebinde bulunulmasına rağmen sevk alınma ihtimalinin bulunmadığı tarafımıza iletilmiştir.
  4. Hasta ve yaşlı Mahpus İ.C. ile yapılan görüşmede kendisinin kalın bağırsak ve midesinden rahatsız olduğunu yaşı dolayısıyla prostatının ilerlediğini ve kısmi beyin felci geçirdiğini ancak gerekli tedavilerin yapılması ve raporların alınması için ilgili polikliniklere sevk edilmediğini ifade etmiştir.
  5. Ağır ve kronik hastalığı raporlarla sabit olan N.Ç. bir böbrek ile yaşamaktadır. Cezaevi yönetimi tarafından revir ve sevk talepleri karşılanmadığı tarafımıza iletilmiştir.
  6. Mahpusların ağız ve diş sağlığı problemlerinin olduğu ve bu problemlerinin diş doktoru olmadığı gerekçesi ile tedavi taleplerinin de reddedildiği tarafımıza iletilmiştir.
  7. CEZAEVİ İDARESİNİN VE BAŞ MEMURLARIN PROVAKATİF YAKLAŞIMLARI
  8. Mahpuslar ile yapılan görüşmede cezaevi yönetim ve personellerinin kendilerine kötü muamele ettiğini özellikle görüşe götürüldükleri sırada kendilerine psikolojik baskı yaptıklarını tarafımıza iletmişlerdir.
  9. SOSYAL AKTİVİTE
  10. Pandemi dolayısıyla iptal edilen sosyal, kültürel ve sportif aktivitelerin hala eksik ve düzensiz bir şekilde yaptırıldığı mahpuslarca tarafımıza bildirilmiştir. Cezaevinde sadece kısmi bir şekilde sportif aktivitelerin yaptırıldığı mahpuslarca tarafımıza iletilmiştir.
  11. Cezaevi kütüphanesinde kitap sayı sınırının olduğu ve mahpus yakınları tarafından gönderilen kitapların ise ayın ilk haftasında cezaevine ulaşmadığı gerekçesi ile geri gönderildiği tarafımıza iletilmiştir. Diğer yandan mahpuslar tarafından sözlük talep edilmesine rağmen cezaevi yönetimi tarafından bu taleplerin yerine getirilmediği bildirilmiştir.
  12. KANTİNDEKİ ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİN AZLIĞI, KALİTESİZLİĞİ ve FAHİŞ FİYATLARI
  13. Mahpusların çoğu ihtiyaçlarını kantinden sağladıkları; ancak kantindeki ürün kalitesinin düşük olması ile beraber ürün çeşitliliğinin az olması ve aynı zamanda fahiş fiyatlarla satıldığı mahpuslarca tarafımıza iletilmiştir.
  • YEMEK VE TEMİZLİK SORUNU
  • Cezaevi yönetimince verilen yemeklerin yenmeyecek derecede kötü olduğu, hijyenik yemeklerin verilmediği ve mahpusların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak porsiyon miktarlarında verilmediği mahpuslar tarafından belirtilmiştir.
  • DİLEKÇELERİN İŞLEME ALINMAMASI-DEĞERLENDİRİLMEMESİ
  • Cezaevi idaresine veya dışardaki kurumlara/mercilere gönderilen dilekçelerin gerekli yerlere ulaştırılmadığı, bu yönüyle olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuç alınmadığı,
  • DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASI VE İNFAZ
  • Bazı mahpusların almış olduğu toplam cezanın infazının bir yılın altına düşmesine ve hiçbir disiplin cezasının olmamasına rağmen cezaevi gözlem kuruluna birer ay arayla yazılan dilekçeleri cevapsız bırakarak mahpuslara yönelik ayrımcılık yapıldığı ve mahpusların yaşamış oldukları bu belirsizlikten dolayı psikolojik sıkıntılar yaşadıkları, tarafımıza aktarılmıştır.

E         GÖZLEM VE TESPİTLERİMİZ;

  • Öncellikle ağır hasta mahpusların sağlık durumlarının her gün kötüye gittiğinin tespiti ile yaşamlarını idame ettiremeyecek derecede hasta mahpusların yasal haklarının kullandırılmadığı yasal haklarının hukuki gerekçelerden yoksun olarak engellendiği sağlığa erişim haklarının ihlal edildiği
  • Cezaevi yönetiminin genel olarak mahpuslara yönelik  baskı zorlama tarzında eylemlerde bulunduğuna ve talepte bulunan mahpusların taleplerinin dikkate alınmadığı keyfi davranışlarla mahpuslar arası ayrımcılık içeren uygulamalarda bulunduğuna
  • Herhangi bir gerekçe gösterilmeden mahpusların sosyal faaliyetlerinin engellendiği bazı mahpusların sosyal aktivitelerden sadece  sınırlı olarak spor faaliyetinden yararlandırıldığı
  • Mahpusların kitap talepleri sayı sınırı gerekçesiyle red edildiği, bazı mahpusların kitap ve sözlük taleplerinin gerekçesiz red edildiği, TV kanallarının idare tarafından belirlenen tv kanallarından ibaret olduğu,
  • Mahpuslara verilen yemeklerin hijyen olarak kötü olduğu, yemeklerin miktar olarak yetersiz olduğu gıdaların kalitesiz olduğu kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu tarafımızca gözlemlenerek tespit edilmiştir.

F          YAŞANAN HAK İHLALLERİNE DAİR YASAL DEĞERLENDİRMELER

1          İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YASAĞI

  • İnsan hakları Avrupa Sözleşmesinin 3.maddesinde ‘‘Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı yahut onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz’’ denilerek işkence ve sair kötü muameleyi kısa ve öz biçimde yasaklamış, işkence ve sair kötü muamele yasağının kapsamını 1984 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ndeki tanımın ışığında İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi içtihatlarıyla belirlemiştir. İHAS’nin 3. maddesi yukarıda da belirttiğimiz üzere, işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele ve ceza kavramlarına yer vermiştir. İşkence yasağı, insanlık dışı ve küçük düşürücü muameleleri de kapsayan üst kavramdır. İHAM, İHAS 3.madde kapsamındaki işkence, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele şeklindeki hareketlerin aralarındaki düzey, yoğunluk, ağırlık ve etkilerine dair farkları gözeterek bu muameleleri birbirinden ayırmaktadır.
  • İHAM’ a göre bir eylemin ağırlık düzeyi itibarıyla 3. maddenin kapsamına girebilmesi için muamelenin; süresi, fiziksel ve ruhsal etkileri ve bazı durumlarda, mağdurun cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi olayın içinde yer alan tüm koşullar değerlendirilir. Eylemin amacının mağduru aşağılamak ya da küçük düşürmek olup olmadığı sorusu göz önüne alınması gereken bir unsur olsa dahi böyle bir amacın yokluğu 3. madde ihlalinin kesin olarak bulunmayacağı anlamına gelmemektedir. Bir bireyi utandıran ya da küçük düşüren, onun insanlık onuruna saygı göstermeyen ya da saygıyı azaltan ya da bireyin ruhsal ve fiziksel direncini kıracak şekilde korku, ıstırap ya da aşağılık duygusu uyandıran muamele 3. madde anlamında kötü muamele olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda İHAM; Sözleşmenin 3. Maddesi kapsamında işkence dışındaki diğer kötü muamele uygulamalarında “insanlık dışı, onur kırıcı ve aşağılayıcı” terimlerini kullanmaktadır. Kararlarda kötü muamelenin 3.Madde ihlaline yol açması için “fiziksel yaralamaya ya da yoğun bir fiziksel veya ruhsal acı veya ıstıraba sebebiyet vermiş olması” ya da “küçük düşürme veya ıstırabın, meşru bir muamele veya cezada zorunlu olarak bulunan küçük düşürme veya ıstırap düzeyinin ötesine geçmesi gerektiği” açıklanmaktadır.
  • 5275 Sayılı Kanunun “Hapis cezasının infazında gözetilecek ilkeler” başlıklı 6. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendinde “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.” Denilmek suretiyle mahpusların hapishanede tutulma koşullarının insan onuru ile bağdaşacak koşullar altında olması gerektiği düzenlenmiştir.
  • Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları hakkında (2006) 2 nolu Tavsiye Kararında özgürlüğünden yoksun bırakılmış olan herkesin cezalandırılmalarına veya tutuklanmalarına hükmedilen kararla yasal olarak ellerinden alınmayan tüm haklara sahip olmaya devam ettiği, bu nedenle özgürlüğünden yoksun bırakılmış herkese insan haklarına saygı çerçevesinde davranılması gerektiği belirtilmiştir. Bununla birlikte mahpuslara sağlanan barınma ve özellikle uyku koşulları insan onuruyla ve mümkün olduğunca özel hayatın gizliliğiyle bağdaşması gerektiği, iklim koşulları ve özellikle metrekaresi, havanın küp hacmi, aydınlatma, ısıtma ve havalandırma açısından sağlık ve hijyenin gereklerine uygun olması gerektiği vurgulanmıştır.
  • İHAM içtihatlarında da devletin bir kişinin insan onuruna saygı ile bağdaşır koşullarda alıkonulmasını güvence altına almak zorunda olduğu ve kişiye uygulanan tedbirin infazında izlenecek tutum ve yöntemin, kişiyi tutuklamanın doğasında kaçınılmaz olarak var olan ıstırap düzeyini aşan bir yoğunlukta sıkıntı ve zorluğa maruz bırakmaması gerektiği vurgulanmaktadır.
  • Şunu da hatırlatmak gerekir ki işkence suçu doğrudan soruşturulacak ve kovuşturulacak suçlardan olduğundan işkence suçunu işleyen memur ve diğer kamu görevlilerinin soruşturulması için izin alınmasına gerek olmayacaktır. Ayrıca belirmek gerekir ki TCK m.94/6 uyarınca işkence suçu zamanaşımına uğramamaktadır.
  • İşkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yapılması tümüyle yasaktır. Bu yasak yalnız mahpuslara doğrudan bedensel ya da ruhsal zarar verilmesini yasaklamakla kalmaz. Mahpusun içinde yaşayacağı koşulların tümünü içerir. Ziyaret gerçekleştirilen birçok hapishanede mahpuslar tarafından koğuşlarda yapılan aramaların baskın şeklinde gerçekleştirildiği, aramaların neye istinaden gerçekleştirildiğinin bilinmediği ve kısa zaman sonra tekrar aynı aramalara maruz kaldıkları beyan edilmiştir.

2          SAĞLIĞA ERİŞİM HAKKINA DAİR TEMEL İLKE VE DÜZENLEMELER

  • Dünya Sağlık Örgütü Anayasası sağlık tanımı çerçevesinde Sağlık hakkı bireylerin fiziksel, ruhsal, sosyal iyilik halinin sağlanması için sahip oldukları hakları içerir. Sağlık hakkı yaşam hakkının tamamlayıcısıdır ve sağlıklı olmak yaşam hakkının temel koşuludur.
  • Mahpusların Islahında Temel İlkeler- Mandela Kuralları  (Kural 22-26), Tıbbi Etik İlkeler (md. 1), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları hakkında (2006) 2 nolu Tavsiye Kararı (md. 40.3) gereği cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler, yasal statülerine bakılmaksızın, aynı kalite ve standartta, ülke genelinde mevcut,  kapatılmamış olan kişilere sağlanan tıbbi bakıma eşit erişim hakkına sahiptir.
  • İHAM’e göre, bir mahpusun ihtiyaç duyduğu tıbbi yardıma ulaşımını engelleyen eksiklikler İHAS’ın yaşam hakkınını düzenleyen 2. maddesinin ihlaline, gerekliliği tespit edilen tedavinin sağlanmaması ve ölümcül hastalığa yakalanmış kişiler veya sağlık durumu sürekli şekilde cezaevi koşulları ile uyumsuz hale gelmiş kişilerin alıkonulmaya devam etmesini ise işkence ve kötü muamale yasağını düzenleyen 3. maddesinin ihlaline sebep olmaktadır.
  • Yine İHAM’nin yerleşik içtihatlarına göre; “Devlet bir kişinin insan onuruna saygı ile bağdaşır koşullarda alıkonulmasını güvence altına almak zorundadır ve kişiye uygulanan tedbirin infazında izlenecek tutum ve yöntem, kişiyi tutuklamanın doğasında kaçınılmaz olarak var olan ıstırap düzeyini aşan bir yoğunlukta sıkıntı ve zorluğa maruz bırakmamalıdır.”
  • Hapishanede bulunan tutuklu ve hükümlüleri de kapsayacak şekilde sağlık hakkı, 1955 tarihli “BM Mahpuslara Uygulanacak Asgari Standartlar”, 1982 tarihli “BM Tıbbi Etik İlkeler”, 1988 tarihli “BM Herhangi Biçimde Alıkonulan veya Hapsedilen Kişilerin Korunması için İlkeler Manzumesi”, 1990 tarihli “Mahpusların Islahı için Temel İlkeler” ve 1990 tarihli “Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları” ile tanımlanmıştır.
  • Hapishanelerde yüzlercesi ağır, binlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen, sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta mahpusların Sağlık Hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir.

3          İFADE VE HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ

  • Haberleşme özgürlüğüne yapılan müdahaleler, Anayasa madde 13’te düzenlenen “demokratik bir toplumda gerekli” görülmeli ve “ölçülülük ilkesi” ne uygun olmalıdır. Ceza infaz kurumlarına gelen veya bu kurumlardan gönderilen yazışmalara yapılan müdahalelere gerekçe yapılabilecek makul nedenlerin, somut olayın tüm koşulları çerçevesinde objektif bir gözlemciyi haberleşme hakkının kötüye kullanıldığına ikna edebilecek nitelikte olaya özgü olgu ve bilgilerle gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Mahpusların mektuplarının geciktirilmesi, sakıncalı diye gerekçesiz bir şekilde mektupların bir kısmının ya da tamamının çizilmesi haberleşme özgürlüğü ihlalidir.(AYM, 10.03.2020 tarih ve B.No: 2017/20669)
  • Haberleşme özgürlüğünün içinde zamanında bilgi ve habere erişim hakkı da dahildir. İdare mektupları zamanında teslim etmek ile yükümlüdür. Belirsiz ve tanımsız bir süre ile sınırsız hak ve yetkiye sahip değildir..
  • Mahpusların beyanlarına göre gazete, kitap, gibi yayınlardan faydalanmaları engellenmektedir. Ceza İnfaz Kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlülerin yayınlardan yararlanmasına ilişkin esaslar 5275 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri de gözetilerek Anayasa Mahkemesi tarafından şu şekilde belirlenmiştir:
    • Mahpus ceza infaz kurumlarında bulunan emanet hesabına yatırılan paradan karşılanması koşuluyla herhangi bir yayının kurumca satın alınarak kendisine verilmesini isteyebilir.
    • -Resmi kurumlar, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Cumhurbaşkanı tarafından vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafından çıkarılan gazete, kitap basılı yayınlar mahkemelerce yasaklanmamış olması koşulu ile mahpusa ücretsiz olarak ve serbestçe verilir.
    • Mahpus kurum kütüphanesinden serbestçe yararlanma imkânına sahiptir.
    • Mahpus mensup olduğu dinin bayram günlerinde, yılbaşında ve nüfus kaydında belirtilen doğum günlerinde dışarıdan kargoyla gönderilen ya da ziyaretçileri tarafından hediye olarak gönderilen kitapları kabul etme hakkına sahiptir.
    • Eğitim ve öğretimine devam eden mahpusun ders kitapları herhangi bir engelleme olmadan kendisine verilir.”
  • Bu sebeple mahpuslara yasaklanmamış, birçok yayınevi, bayii ve kitapçıda satılan, resmi abonelik yaptırılan gazete ve basılı yayınların verilmemesi, radyo ve tv imkanlarından faydalandırılmamaları ifade ve haber alma özgürlüğünün ihlalidir. Her ne kadar 14.04.2020 tarihinde 5275 sayılı Kanun mad.62/4 kapsamında değişiklik yapılmış olsa ve Basın İlân Kurumu aracılığıyla resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazeteler ceza infaz kurumuna kabul edilmez denilse de mevzuat düzenlemesinin de ifade özgürlüğünü ihlal etmesi kabul edilemez.
  • ÖZEL HAYATA VE AİLE HAYATINA SAYGI HAKKI İHLALİ
  • Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Avrupa Cezaevleri Kuralları Başlıklı (87) 3 No’lu Tavsiye Kararı’nda ‘Tutukluların Dağıtılması’ başlığı altında düzenlenen 7. maddede “Tutukluların tutukevine dağıtılmasında, onların özellikle hukuki ve yasal durumları (sanık ya da hükümlü, ilk mahkumiyeti, kısa ya da uzun süreli olup olmadığı gibi), fiziksel durumları (genç, yetişkin, normal, hasta ya da akıl hastası ya da anormal) cinsiyetleri ve yaşları; hükümlüler söz konusu ise onlara uygulanacak davranışların özellikleri dikkate alınır.” denilmektedir. 17.09.2019 tarihli Avşar ve Tekin v. Türkiye kararına göre başvurucuların ailelerinden uzakta uzun süre hapsedilmeleri ve aile ilişkilerine etkisi; aile hayatına bu müdahalenin, sağlanması istenen meşru hedef ile ölçülü olmaması sebebiyle demokratik toplumun gerekliliklerine uymayan bir tedbir olduğu görüşüne varılmıştır. Buna rağmen mahpusların ailelerine yakın yerlere nakil talepleri reddedilmektedir. 
  • KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜ VE GÜVENLİĞİ HAKKI
  • 01.01.2021 tarihinde yürürlüğe giren “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile birlikte denetimli serbestlik, koşullu salıverilme gibi mahpus lehine olan uygulamalarda  iyi halin belirlenmesi için bir takım yeni kriterler getirilmiştir. Bunun başında ise mahpusun “işlediği suçtan dolayı pişmanlık duyması” kriteridir.  Pişmanlık; içe dönük ve kişinin vicdanı ile ilgili olan duygusal bir tepkime halidir. Kişinin pişmanlık beyanının samimiyeti tam anlamıyla ölçülebilmesi mümkün değildir. Pişmanlık kriteri dışında infazın tüm aşamalarında, mahpusun hapishanelerin düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara uyup uymadığı, haklarını iyi niyetle kullanıp kullanmadığı, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirip getirmediği, toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme ve mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı, iyileştirme ve eğitim-öğretim programları ile spor ve sosyal faaliyetler, kültür ve sanat programları, aldığı sertifikalar, kitap okuma alışkanlığı, diğer mahpuslar ile hapishane görevlileri ve dışarıyla olan ilişkileri, hapishane kuralları ile hapishane bünyesindeki çalışma kurallarına uyumu ve aldığı disiplin cezalarının dikkate alınacağı düzenlenmiştir. Yine bu kapsamda kurullar mahpuslarla mülakat yapabilecek ve burada sordukları soruların cevabına göre iyi hal değerlendirmesi yapabilecektir. Ancak burada mahpuslara sorulacak soruların denetlenmesine ilişkin herhangi bir mekanizma bulunmamaktadır.
  • Görüldüğü üzere hukuka aykırı bu yönetmelikle beraber hapishane idareleri mahpus hakkında ancak ve ancak yargı makamlarının karar verebileceği hallerde yargı makamlarının yetkilerini dahi aşan bir yerde konumlandırılmış ve karar mercii haline getirilmiştir. Bu da hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği anlamına gelmektedir.  Son birkaç ayda koşullu salıverilme tarihi geldiği halde haklarına iyi halli olmadıklarına” yönelik kararlar verilen mahpusların tahliyeleri bu keyfi kararlarla engellenmiştir.

6          AYRIMCILIK YASAĞI

  • Temeli “insan onuru” kavramına dayanan eşitlik ilkesi, Anayasamızın 10. maddesinde düzenlenmiş yasama, yürütme ve yargı organları olmak üzere devletin tümüne hâkim olan ilkelerin başında gelmektedir. Bununla birlikte, eşitlik ilkesi birçok uluslararası ve ulusal metinlerde de kendine yer bulmuş evrensel bir ilkedir. Anayasamızın 10. maddesine göre “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.(…)“. Çoğu zaman birbiri yerine ve aynı şeyi ifade etmek için kullanılan eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı, aynı ve benzer durumdaki kişiler için aynı muamelede bulunmayı, aynı durum ve koşullar altında olmayanlar için ise farklı muamelede bulunmayı ifade etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ayrımcılığı, objektif ve makul bir neden olmaksızın, aynı durumdaki kişilere farklı muamelede bulunmak olarak tanımlanmıştır (Willis v. Birleşik Krallık, para. 48, Okpisz v. Almanya, para. 33). Farklı muamelenin objektif ve makul bir nedene dayanması hususu ise AİHM tarafından belirli kriterler çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu durumda AİHM, söz konusu meşruluğun varlığını ilk olarak, demokratik bir toplumda geçerli olan ilkeleri göz önüne alarak söz konusu tedbirin amacı ile etkileri arasındaki ilişki bağlamında değerlendirmektedir. AİHM, ayrıca bir hakkın kullanılmasının ardındaki muamele farklılığında amacın meşru olmasının yanında gerçekleştirilmek istenen amaç ile kullanılan araçlar arasında makul bir ölçülülük ilişkisi bulunmasını da dikkate almaktadır. Anayasa Mahkemesi ise eşitlik kavramını, “herhangi bir nesnel ve makul dayanağı olmaksızın aynı durumdaki bireylere farklı muamelede bulunulması” olarak tanımlamıştır.
  • Nesnel ve makul bir neden bulunmadığı halde Hapishane İdaresince isnad edilen suç tipi ve içeriğine göre  yasada belirtilen İdare Ve Gözlem Kurulunu toplamadığını belirtmesi açıkça ayrımcılık yasağının ihlaline neden olmaktadır.

G         SONUÇ VE TALEP

  • Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.
  • Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır. Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmuştur. AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir
  • Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara derhal son verilmelidir.
  • Ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen mahpusların aileleri kapalı görüş yapabilmek için uzun seyahatler yapmak durumunda kalmakta, bu durum mahpus ailelerinin sağlığını da riske atmaktadır. Bu sebeple mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkanı sağlanmalıdır.
  • Hapishanelerde yüzlercesi ağır, binlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen, sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta mahpusların Sağlık Hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir. Ağır hasta mahpusların infazları durdurulmalı ve derhal tahliye edilmeleri için gerekli işlemlerin yapılmalıdır. Yine bütün hasta mahpusların insan onuruna yakışır bir şekilde eksiksiz olarak tedavileri sağlanmalıdır.
  • Hukuka aykırı olan “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başlamıştır. Bu uygulamaya derhal son verilmelidir.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ VAN ŞUBESİ

Diğer Yazılar
 İHD VAN
 Basın Açıklamaları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir